babamı özlediğimi yazmıştım.
birde babasız büyümenin ne demek olduğunla ilgili bir şeyler yazmak istedim. gerçi buraya yaz yaz bitmez bu zorluklar...
birde çektiğin acıyla birlikte iyice zor oluyor babasız büyümek...
eylül ayıydı. 8 yaşındaydım babamı kaybettiğimde. o sene 4.cü sınıfa başlayacaktım. annemle birlikte bana okul eşyaları almaya anneannemlere gitmiştik. döneceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyordum. babama yeni eşyalarımı gösterecektim. yeni silgilerimi , kalemtıraşlarımı , sırt çantamı , önlüğümü...
birde babamla birlikte oynamak için basket potası ve basket topu almıştık okul eşyalarının dışında. annem ''bununla babanla akşama kadar bahçemizde oynarsınız bende sizin hakeminiz olurum arada bende eşlik ederim oynarım sizinle'' demişti. nasıl sevinmiştim babam kesin çok sevinecekti ve hemen kurup oynamaya başlayacaktık. bu heyecanla bindim otobüse. köyüme varmak bilmiyordu sanki otobüs heyecandan yerimde duramıyordum. sonunda köyüme gelmiştim işte. babam bekleyecekti bizi ama sağa sola bakındık yoktu ortalıkta. ''herhalde uyuya kaldı kızım'' dedi annem ve başladık eve doğru hızlı hızlı yürümeye. eve girdim babam benim odamda benim yatağımda yatıyordu. babamın üstüne atladım '' babacım uyan bak ne aldık '' diyerek. babam hala uyuyordu. annem hemen yemeğe girişti o anda birde beni ikaz etti '' kızım rahatsız etme babanı bırak uyusun '' .
''ama anne uyansın yaa oyun oynıcaz hep beraber yeni aldığım eşyaları göstericem'' dedim.
annem ''iyi hadi uyandır o zaman'' dedi. bu sırada babamın vücudunun soğuk olduğunu hissettim. ağzımdan çıkan şu kelimeyi hatırlıyorum ''anne babam soğuk !!! ''
annem o sırada tencereyi fırlattı ve babama koştu. o anda ben bir şey anlamıyordum ne oluyor ne bitiyor bilmiyordum. annem suni teneffüs yapmış sonradan öğrendim. ve son hatırladığım şey annemin bana sarılıp ağlamasıydı...
ilk 2 seneye ait pek fazla bir şey hatırlamıyorum. arada fotoğraf gibi geliyor gözümün önüne birde etrafın anlattıklarını anımsıyorum bazen.
hiç unutmadığım bir travmam var ama 4. sınıfa başladım başka bir öğretmen verdiler bizim sınıfa. şimdi anımsadığım kadarıyla gıcığın tekiydi. hani herkes tanışma babında adını soyadını ailesini anlattırıyordu ya çok kötü olmuştum sıra bana gelmesin diye dua ediyordum. neyseki sıra bana gelmeden teneffüs zili çaldı ve dışarı çıktık ben öğretmenimizin yanına gittim bir arkadaşımla ağlaya ağlaya bana sıra geldiğinde sadece adımı sorsun babamı sormasın diye. adam güldü... nasıl sinirlenmiştim. babamı kaybedeli daha 2 hafta olmuştu üstelik. sınıfa tekrar döndüğümüzde inadına beni kaldırıp herşeyi sordu başkalarına sormadığı ayrıntıları bile...
köyümüzde tepe bir yerde otururduk. o zamanlar orada elektrik bir kesildiğinde 3-4 gün gelmediğini hatırlarım. Allah' tan annem sağlam korkusuz bir insan yoksa orada ne yapardık yalnız başımıza bilmiyorum. elektrik olmadığı için annem ben korkmayım diye ''nesi var'' oynatırdı her gece. sonra benim yanımda yatar ben rahat uyuyabileyim diye.kışın geceleri çakallar inerdi aç kaldıkları için sonradan öğrendiğim bir ayrıntı annem geceleri uyumazmış korkudan ama bana belli etmezmiş. ben uykumdan her fırladığımda annem yanımda olurdu hep korkma kızım birşey yok derdi. yalnız başına neler çekmiş benim annecim.
evde yapılacak bir erkek işi olurdu o tanıdığa söyle buna söyleki ustalarla görüşsün. takan olmazdı pek 3-4 ay sonra olurdu o iş ısrarlarla. şimdi olsa muhtaçmı olunurdu o kimselere ikimizde hallederdik. o zamanın eksi yönleri kadın başına o işlere girişme denirdi hele hele dul bir bayansan...
bir düğüne giderdik. masada herkes eşinle kalkar dans ederdi. annem ise otururdu öylece bir köşede yanında benle...
içi acırmış...
babam öldükten sonra ölüm korkusu sardı bizi. uzun bir süre atamadık bunu üstümüzden. ben uykumdan uyanıp annemin burnuna elini götürürdüm nefes alıyormu diye. annemde aynı şeyi yapıyormuş kalkıp kalkıp bana bakıyormuş nefesim nasıl diye...
namusuna herkesden daha fazla sahip çıkmaktır çünkü senin arkanda BABAN yoktur !!!
''babam ve oğlum'' filmini izlerken hıçkıra hıçkıra ağlamaktır. herkes tamam sonunda ağladım ama şurasını gördün mü koptum gülmekten dediğinde afal afal bakmaktır çünkü sen gülüncek bir yer görememişsindir ağlamaktan...
en mutlu anında yaşlı bir teyze gelip babanda olsaydı dediğinde bütün sevincinin gursağında kalmasıdır...
yaşlıların senin suratına acıyla baktığında içinden ben iyiyim deyip dahada sağlam bakmaktır hayata...
onu anlatan şarkıları dinleyememektir...
bazen ilişkileride zedeler hele ilk başlarında çünkü önünde erkekleri anlayabileceğin bir rol model yoktur. karşı tarafın anlayışlı olması gerekir...
küçükken basket oynayamadığın için büyüsende basketbolu sevememendir...
olan ölene oluyor denildiğinde sinirlenmektir. içinden ölen bir kere ama kalan yarım kalıyor demektir...
için acısa bile gizlemeyi erken yaşta öğrenmişsindir. hayatla erken tanışmışsındır. her daim güçlü olmayı öğrenmişsindir...
birde babanın sana karşı gülümseyişini asla unutmamışsındır...
seni ne kadar çok sevdiğini bilmektir...
NE GÜZEL ANLATMISSN BABANI BABASIZLIĞI EKSİK KALMAYI NASIL ANNE OLUNDUĞUNU... BİRCOKKEZ KONUSTUK BU KONUYU SENLE .. NE KADAR KIRILDIGINI NE KADAR YARIM OLDUGUNU Bİ OKADARDA SAĞLAM OLDUGUNU HEP GÖRDÜM ACINI DERINDEN HİSSEDEMESEMDE ANLAMAYA ÇALIŞTIM... HASSAS OLDUM BU KONUDA SENDE BILIYOSUN ... EN YAKININI KAYBETMEK AİLENDEN BİRİNİN OLMAMASI ÇOK ACI ÇOK ÜSTESİNDEN GELİNEMEZ Bİ DURUM...AMA OLUNUYOMUŞ BE CANIM BAK ÜSTESİNDEN GELİNİYOMUŞ...HAYAT DEVAMDA EDİYOMUŞ TEK BAŞINA ZAMNDA AKIP GİDİYOMUŞ... SENİN VAR OLUŞ SEBEBİN BABACIĞININ AHMET AMCAMIN MEKANI CENNET OLSUN...
YanıtlaSilamin tatlım...
YanıtlaSil