24 Temmuz 2013 Çarşamba

you and me

senemizi devirdik!!!
gün biraz sorunlu başlasa da güzel devam etti , süper bitti :)
sabah sabah içimdeki heyecan perisi yerinde duramıyordu. saat 07:30 da uyandırdı beni. güzelce kalktım sabahki olağan hazırlıkları yaptım kalan vakittede bir güzel süslendim :) nede olsa önemli bir gün benim için :) bizim için :)
hatta daha sonra hazırlıkları biraz abartıp takma kirpik bile taktım ve saçlarımı topuz yaptım kendim yapabildiğim kadar.
akşama kadar sırıttım durdum işyerimde.
vee nihayet akşam oldu...
iftar soframızı kurduk sevgilimle.
sevgilim tavuk şiş , salata , pilavdan oluşan bir menü almış bizim için. bende bir önceki akşam hazırladığım dondurma şeklinde muffinleri getirdim. muffinlerin üstüne çikolatadan hazırladığım kelebekleri koydum. ama muffinin üstüne yerleştirirken biraz kırıldı. olcak o kadar nazarlık :)
 

orucumuzu hem güzel yiyeceklerden yiyerek hemde tatlı tatlı sohbetle açtık. yemekler afiyetle yendi , ben ellerimi yıkamaya gittim ve döndüğümde bir baktım sevgilim yok !
elinde kocaman bir buketle çıktı kapının ardından. çoook güzel bir buketti :)
benim aşkım çok zevklidir zaten. hiç kötü birşey aldığını görmedim ...
çiçek buketim
beyaz zambak ,
kadife kırmızı gül ,
eflatun gül (ben seviyorum diye çiçekçiye özellikle getirtmiş) ,
mor ispanyol gülü
ve bembeyaz papatyalardan oluşuyordu :)
bakmaya ve koklamaya doyamadım kaç gün...
mor ispanyol gülününde anlamı var bizim için. ilk doğum günümde almıştı bana bu güzel çiçeği. anlamlarını ve bana neden aldığını söylemişti. çok hoşuma gitmişti...
çiçek buketimde tekrar bu çiçeği görmek yüzümü güldürdü :)
çiçeğin anlamını daha sonra anlatıcam şimdilik o geceye dönelim...
ben daha çiçeklere doyamazken elinde kadife kırmızı bir kutu belirdi ve
'' sana kalbimi veriyorum '' dedi :*
kadife kırmızı kutunun kapağını açtı kalp şeklinde parıl parıl parlayan bir kolye :*
çıkardı ve boynuma taktı yanağıma minik bir öpücükle :*

sıra geldi benim hediyelerime...
ilk olarak benim zevkle hazırladığım sonradan matbaada bastırdığım posteri verdim. şıpsevdi sakız kağıtlerından bize uyanları seçerek hazırladım hediyemi. gerçi beğenicekmi yoksa beğenmiyecekmi diye çok kararsızdım. ama çook beğendi . hatta hemen işyerinin duvarına asmaya kalktı :)
aklıma nasıl geldiğini , nasıl hazırladığı hepsini sordu :)
bu beni çook mutlu etti :):):)
beraber teker teker resimlere bakıp , yazanları okuduk :)
ikinci olarak damat twenden tshirt verdim. onuda çok beğendi. sık sık giyiyor !!!
üçüncü olarakta internette gördüğüm ve dayanamayıp aldığım bir hediye verdim.
kurbağa prense dönüşüyor :):):)

kurbağa prensim benim :*:*:*
bu hediyeye bayaa güldük :) yalnız sanırım bizimki bozuk çıktı hala bir prense dönüşmeye çalışıyor :)
gecemiz çok güzel geçti...
seneler geçince güzelce mutlulukla hatırlayacağımız bir anımız daha oldu :)
seneye tekrar kutlamak üzere sevgilim :*

16 Temmuz 2013 Salı

MASAL BU YA..............OLDU YA !!! :*:*:*

senin gülüşüne aşık olmuştum
biliyormusun?
ne yakışıklılığın...
ne karizman...
sadece küçük bir gülümseme...
aklım başımdan gitmişti işte o an ,
sen bana gülümsediğinde...

arkadaşlarınla oturduğunuzda sohbetler koyu oluyordu. kahkahalarınız hiç bitmiyordu.
en güzel sen gülüyordun...
benimki de laf !
senden başka kimseyi görmüyordumki...
gözlerim hep sizin taraftaydı senin neşe dolu gülümsemeni görmek için...

bir gün yiğenin gelmişti sizin dükkana. ben karşıdan yine kesiyordum seni...
yiğenini kucağına aldın , onunla ilgilendin , oynadın , eğlensin diye suratınla acayip şekiller yaptın :)
öyle sevimli duruyordunuz ki karşıdan !!!
çok etkilenmiştim...
belki iyi bir baba olacağın düşüncesi ,
belkide çocukları seven kişiliğin etkiledi beni...

beni ziyarete arkadaşım geldiğinde sizin tarafa baka baka konuşuyordum onunla. en sonunda merak etti ve nereye baktığımı sordu.
söyledim ona senden hoşlandığımı ve ekledim  ''bu çocukla aramızda birşey olucak hissediyorum'' demiştim.
belki biraz saçma gelebilir ama hissettim işte...
hemde güçlü bir biçimde :)

senin davranışlarını kestiremiyordum bir türlü. birgün benden kesin hoşlanıyor diyordum.öteki gün bana selam bile vermiyordun kesin benim hüsnü kuruntum hoşlanmıyor bile diyordum.
taaki erguvan şenlikleri başlayana kadar. geçen sene şenlikler benim için bahaneydi gözlerim hep seni arıyordu...
geldi mi ?
başka kızamı bakıyor yoksa ?
neden benimle konuşmuyor ?
derken rafet el roman ın konserine gittik. ben ailemle sen arkadaşlarınla. konser bittikten sonra seni görmek amaçlı ufak kuzenimi gezdirmeye çıktım ve nihayet seni gördüm :) sen çay içmeye davet ettin. o an nasıl heyecanladım anlatamam. kalbim yerinde değildi ağzımdan çıkacakmış gibiydi...
ben deli gibi titreyerek konuşuyordum...
sen sakin yüzünde güzel bir gülümsemeyle...
lafı bir sonraki günkü konsere getirdim ve benim nöbetçi olduğumu , geç vakitte çıkacağımı söyledim. direk sana değilde arkadaşlarınla birlikte oturduğun için ''ben sizi görüyorum hep beraber dolaşıyorsunuz , sizde işten geç çıkıyorsunuz sizin içinde sorun olmazsa yarın benide eczaneden alırmısınız sizinle geliyim '' dedim.
(bunu nasıl dedim inan şu an hala düşünüyorum. ama iyikide demişim)
sen hemen atıldın ben seni alırım diye. çok mutlu olmuştum :)
bütün gece evde ağzım kulaklarımda dolaştım , uyku girmedi gözüme...
veeeee
nihayet beklenen gün geldi.
sen beni işyerim aldın , başbaşa yürüdük...
konser bahaneydi , sohbet şahane :)
o gün seninle arkadaştık...
bir sonraki gün sevgili :*
sen girdin hayatıma...
hikayemiz başladı...

tam 1 yıl oldu :)
nice senelere ...

15 Temmuz 2013 Pazartesi

heyecanlı kişilik ben :) yarını bekliyorum...

merakla yarını bekliyorum !!!
neden mi ?
sevgilimle 1. yılımız doluyor :)
ne yapayım ben böyleyim işte...
içim içime sığmıyor bir türlü.
hediyesi hazır , yarını beklemekte.
acaba beğencekmi ?
değişik bir hediye hazırladım onun için yani bizim için :)

o bana ne aldı ?
ayy çok heyecanlandım şimdi :)
yarına kadar nasıl beklerim ben...

14 Temmuz 2013 Pazar

aslen eczanede olup kafası tatilde olan ben :)

bugün eczanede nöbetçiyim !
pazar pazar offf...
kimbilir ne değişik insanlar gelicek :)
bazıları hiç çekilmiyor doğrusu. hele bugün oruçluyum hiç çekilmez valla.
halbuki şimdi denizde olmak vardı ah ahhhhh...
yada şöyle sakin bir yerde kafa dinlemek , kuşların cıvıltıları altında uyumak ...
şu an burada olmayı nasıl isterdim...
ağaç evde kalıp , sabah uyanır uyanmaz suya girip yüzüp , sonrada salıncağa binip göklere uçmak...
ayyy çok özendim şimdi !!!
acaba burası neresi ?
bayram tatilinde bir fırsatını bulsamda şöyle küçükten bir tatil yapsam...

kaplumbağalı çocuk :)

internette kaplumbağalar hakkında araştırma yapıyorum malum benim kaplumbağam var.
birde baktım bir bebeği kaplumbağa gibi giydirmişler :)
bayıldım:) çok tatlı :)

bir gün bir çocuğum olursa annemden bunları kesin isteyeceğim !
aslında şimdiden istedim bile :)
tatlı değil mi ya :):):)
sanırım çocuğu daha bebekken kapluşlara boğucam :)

12 Temmuz 2013 Cuma

help - yardımcı - duyguların rengi

geçenlerde '' help '' (duyguların rengi) filmini izledim. çok güzel bir filmdi. Amerikan'ın Mississippi eyaletinde 1960'lı yıllarda geçiyor. birbirinden farklı 3 kadının hikayesini anlatıyor. birisi okulunda çok başarılı herkes ondan çok şey beklerken o gazeteci olmayı tercih ediyor bütün etkenlere rağmen. ikincisi dinine bağlı , çocuğu öldükten sonra hayata küsmüş bir hizmetçi. üçüncüsü iyi yemekleri ile ünlü , evinde kocasından dayak yiyen bir kadın. bunlar olaylar kapsamında bir araya geliyor , hikayelerini anlatıyorlar (zorlu bir dönem geçirdikten sonra) ve bir kitap çıkıyor ortaya. böylece o dönemdeki soğuk savaş bir anlama azalmaya başlıyor.

evlerini ''siyahi'' insanlara temizletiyorlar , onda sorun yok çünkü hizmetçiler.
yemeklerini ''siyahi'' insanlara yaptırıyorlar , bundada sorun yok.

çocuklarına bütün gün ''siyahi'' insanlar bakıyor.

o çocuklar annelerinden daha çok bu insanlarla vakit geçiriyorlar bir nevi annelik yapıyorlar. gerçek anneleri sadece canları çocuk sevmek istediklerinde kucaklarına alıp iki pış pış yapıp tekrar bırakıyorlar. bunda yine hiç sorun yok çünkü çocuk bakmak zor bir iş ve dedikodu yapmaktan fırsatları yok.
iş tuvalete gelince aynı tuvalete giremiyorlar çünkü mikrop saçıyorlarmış!!!
onunla birlikte yemek yemekmi ıyyy düşünemiyorlar bile...
renk savaşı...
ne kadar inciltici bir durum.
insan yerine konulmuyorlar.
ikinci sınıf insan muamelesi...
film sonu iyi bitiyor , renk savaşı biraz olsun bitiyor gibi.
filmden sonra şöyle bir düşündüm. şu renk savaşında kimbilir kaç insan hayatını kaybetti. ölenlerle birlikte kaç aile yıkıldı, kaç kişinin canı yandı...

aslında hala bu savaş eskisi kadar olmasada devam ediyor. sadece Amerika da değil heryerde !
oturduğum yerde çingeneler vardır.
apartmanları çingeneler siler.
evleri temizlemeye çingeneleri çağırırız.
yani temizlikçi olarak bizdede kabulumuz ama iş yemeye gelince bizde iğreniyoruz maalesef.

küçük bir çocukken hiçbirimiz renk ayrımı yapmadan her insanı severiz. bunlar bize sonradan öğretilen şeyler. bende bazen yapıyorum , yapmıyorum desem yalan olur. kendimi bu konuda çok dizginlemeye çalışıyorum. bazen başarılıda oluyorum. en azından tiksinç gözle bakmıyorum. yaşlı teyzelere sarılıp evlerine kadar bırakabiliyorum.
bu yaptığımız davranışlar insanlık için büyük bir ayıp !!!

11 Temmuz 2013 Perşembe

rejim :) oruç :) spor :)

ramazan geldi ! hoş geldi !
ramazan ile birlikte doğal yollardan sıkı bir rejime girdim. iftarı yaparken gram yemek yiyemiyorum sıcaklardanmıdır yoksa açlığa alışmışlıktanmı bilemicem :)
güzel oldu :)
iftar vakti geliyor çoz az bir yemek yiyiyorum , bir kase çorba ve bir kase komposto içiyorum.
2-3 saat geçince bir avuç dolusu meyve yiyebiliyorum.
birde sahurda bir kase çorba içiyorum az birazda kahvaltılık yiyiyorum.
tüm gün boyunca yediğim bundan ibaret.
birde bunlar yetmezmiş gibi internette okuduğum bir yazı yüzünden iftara bir buçuk saat kala yürüyüşe gidiyorum. 5 km yol yürüyorum. yani ramazan ile birlikte sporada başlamış oldum. umarım sonuna kadar kötü olmadan dayanabilirim ve ramazandan sonrada spor devam eder :)
şu anlık herşey yolunda :)
kaç kilo vericeğimi merakla bekliyorum :)

9 Temmuz 2013 Salı

balon...


balonlar...
biraz çocukça olabilir , yinede sevgi gösterisi olduğuna inanırım...
hani öyle kızlardan bahsetmiyorum '' aşkım bana balon alsaaanaaa '' diyen kızların ellerine yakıştıramıyorum nedense. ellerinde bir balon, tiki canlar tarzı giyim, sevgilisine pardon aşkısılarına şımarık çocuk biçiminde konuşup davrananlar. kızlar sizin elinizde o balon emenet gibi kalıyor!
halbuki balon çocukluğun simgesi...
doğal olarak saflığın simgesi...
saf sevginin simgesi...
sen istediğinde değil , sevgilin sana aldığında balonlar eline yakışır...
yada balonlarla bir yeri süsleyip seni çağırdığında...
böyle bir sürpriz yapmıştı aşkım bana...
balonlarla süslemişti...
bir tane balonun içinde disko topu gibi parlayan ışıklı top vardı.
bir tane kalpli bir balon vardı üstünde seni seviyorum yazan...
küçük mumlarla geçeceğim yerleri belirtmişti...
sonundada bir yemek masası vardı beni bakleyen...
çok hoşuma gitmişti !
süper bir gündü...
balonlarla yapılmış herşey hoşuma gider.
balonlarında uçmaya meyilli oluşundandır bu sevişim belkide :)
birsürü balon alıp göğe doğru salmak isterim Audrey Hepburn gibi...

5 Temmuz 2013 Cuma

annem ve köpekler :)

annem bundan 6 sene önce bunalıma girdi. doktora gittiğimizde buna kansızlığın sebep olduğu ortaya çıktı. fakat hiç uyuyamıyordu ne gece ne gündüz :(
biraz üzücü bir durum ama annemin bir hareketi beni yıktı geçirdi :):):)

anneannemlerin balkonundayız. annem ben ve anneannem. gece saat 02:00 annem uyuyamıyor diye muhabbetteyiz bizde. derken tam muhabbetin en koyu anında annem bizlere bakarak 2 adet köpekten bahsetti. isimlerini , cinslerini söyledi . sonra ben alıcıymışım gibi sordum fiyatını filan. benimle satıcı alıcı muhabbeti kurdu yaklaşık 5 dakika konuştuk bir tanesi golden cinsiydi benim en sevdiğimden fiyatta da anlaştık tam ben köpekleri alıyordum ki annem uyandı :) olanların hiçbirisini hatırlamıyordu :)
anneannemle gülme krizine yakalandık resmen :):):)
olanları anneme anlatınca o da güldü :):):)


neyse ki 1 ay sonra annem düzeldi.
ama bu hatıramız hep hafızalarda :)

3 Temmuz 2013 Çarşamba

true love :* pink :*

şu sıralar dinlediğim parça.
hele klibine bayılıyorum.
pink
true love :*
gerçek aşk :*


eşi ve çocuğu ile geçmiş kamera karşısına süper bir iş çıkmış ortaya.
bu arada söylemeden duramıyacağım kızı çok tatlı :)
klipte birbirleri ile kavga ederken gül fırlatıyorlar birbirlerine çok güzel , değişik olmuş !

şarkının sözleri böyle :
.....................................................................................
Sometimes I hate every single stupid word you say 
bazen söylediğin herbir aptalca laftan nefret ediyorum
Sometimes I wanna slap you in your whole face 
bazen yüzünü tokatlamak istiyorum
There's no one quite like you 
senin gibi başkası yok
You push all my buttons down 
bütün sinirlerimi kaldırıyorsun
I know life would suck without you 
biliyorum hayat sensiz çekilmezdi

At the same time, I wanna hug you 
aynı zamanda, sana sarılmak istiyorum
I wanna wrap my hands around your neck 
ellerimi boynunun etrafına sarmak istiyorum
...

You're the only love I've ever known 
sen bildiğim tek aşksın
But I hate you 
ama senden nefret ediyorum
I really hate you, so much 
senden gerçekten nefret ediyorum
I think it must be 
sanırım bu 

True love true love 
gerçek aşk gerçek aşk olmalı 
It must be true love 
bu gerçek aşk olmalı
Nothing else can break my heart like true love 
başka hiçbirşey kalbimi gerçek aşk kadar kıramaz
True love, it must be true love 
gerçek aşk, bu gerçek aşk olmalı
No one else can break my heart like you 
başka hiçkimse kalbimi senin kadar kıramaz
Just once tried to wrap your little grain around my fingernails 
sadece birkez küçük mizacını tırnaklarıma dolamayı denedin
Just once please try no to be so mean 
sadece birkez lütfen böyle kaba olmamayı dene (romantik olmayı dene)
Repeat after me now R-O-M-A-TIC 
......................................................................



pink i hep severim aslında ama ara ara dinleme krizi geliyor. örneğin 1 yıl hiç dinlemiyorum sonraki yıl hep dinliyorum.
bu seneki pink krizim '' just give me a reason '' la başladı bu şarkı ile devam ediyor. dinleyin derim !!!
pink i sevmiyorsanız bile klibi izleyin bence :)

2 Temmuz 2013 Salı

eczane saçmalıkları :) pantolon :)

eczanedeki saçmalıklara birisi daha eklendi.
sabah 80 yaşlarında bir amca geldi yanındada 18 yaşlarında torunuyla birlikte.
ilaçlarını hazırladım anlatıyorum bu ilacı sabah , bunu akşam iç diye bir baktıkki amcanın pantolonu düştü :):):)
amca hiç farkında değil :) yanındaki torunu gülerek çekti pantolunu yukarı ama tam bağlamamış olucakki aradan 2 dakika geçti bir daha düştü :):):) yine toparladı torunu . tabii biz bu arada patlamaya hazırız kapıdan çıksınlar basıcaz kahkayı :) amca ile torun kapıdan çıktılar sokağa , pantolon bir daha düştü :):):)
dayanamayıp hepimiz gülmeye başladık :):):)

buna benzer bir olay yurt dışında yaşanmış. düğünde tam nikah kıyılırken damadın pantolonu düşmüş. bütün konuklar kahkaya boğulmuş :):):)

1 Temmuz 2013 Pazartesi

sevgilimle yürüyüş macerası :)

biz manyakmıyız , delimiyiz ?
o kadar yol yürünürmü Allah'ını seversen !!!
...
evet kesinlikle !!!
deliyiz :)

ilk önce avrupa yakamızdan asya yakamıza ayak bastık. moda sahile vurduk kendimizi. sahil boyunca yürüdük. kuşlar ve çingeneler eşlik etti bize. abe kızıma bir çiçek alasın , bu güzel kızı çiçeksizmi bırakacaksın :)
bende böyle şeyleri sevmem. sevgilime dedim 'sakın alma hayatım gaza filan gelip'
o sırada bir martı gördüm , çıktım kocaman taşların üstüne. yanına kadar gitmeme rağmen en ufak bir kıpırtı bile göstermedi. bu kadar arsız bir martı hiç görmemiştim :)


ben martı ile ilgilenirken sevgilimde benim resmimi çekiyordu bir baktıkki çingene teyzem elinde çiçeklerle çıkmış taşların üstüne ağır aksak yürüyor bize doğru. hala ısrarda çiçek alasın kızıma :)
teyzeden kaçtık resmen koşa koşa :)))
moda sahil turumuz böylece bitti.
oradan kadıköye çıktık bir simit sarayı bulduk . simit sarayının bahçesi var , kara kaplumbağası geziyordu ayaklarımızın arasında :) güzel bir yerdi.
karnımızı afiyetle doyurduk eee tabii neşemizde yerine geldi karnımız doyunca. yönümüzü üsküdara çevirdik. fetih paşa korusunda gezdik. güzel bir çay bahçesi bulup sıcaktan bunalmış bir şekilde diktik kafamıza suları .

üsküdarın yeşilliklerle dolu parklarında keyfimizce uzandık. karıncalar ziyaretimize gelmeseydi kalkmaya niyetimiz pek yoktu :)
daha sonra cihangire gitmek istedik. cihangirde gittiğimiz bir çay bahçesi var ne zaman dışarı çıksak sevgilimle illa uğradığımız. çaylarımızı içtik güzel güzel muhabbetler ettik :) ben hayatımda ilk defa üstüste 2 tane çay içtim. çay sevmeyen birisine mucize gibi birşey :)
oradan tutma beni nişantaşı , teşvikiye , mecidiyeköy ...
mecidiyeköyde bir oturdukki ayaklarımız su toplamış , yorulmuşuz.
ama değdi herşey çook güzeldi :)

bunlarada bakın :)

link