26 Kasım 2013 Salı

eczane saçmalıkları :) bitli çocuklar :)

herkesin mi komşusunun çocuğu bitlenir :):):)
bizde bir klasik halini aldı resmen. bir anne gelir ve başlar anlatmaya '' komşumun çocuğu bitlenmiş utanıyor gelmeye beni yolladı 1 tane bit şampuanı alabilirmiyim '' der. biz şampuanları çıkartırız fiyatlarını filan sayarız ve o gelen kadın hemen şu tepkiyi verir '' uuuu çok pahalıymış !!! komşum bana dedi ki pahalı alma orta halli bir şey olsun bütçeme dokunur''
hadi ya bende yedim... yanındaki çocuk kafasını haldır haldır kaşıyor o ne olacak :)
efendimm söyledikleri tamamen yalandır. yahu kadın utanılacak birşey yok evine çöp ev demiyoruz ki veya sadece pis çocuklar bitlenir diye bir şeyde yok.  herkes bitlenebilir ama bunu çoğu anne gururuna yedirip söyleyemiyor hepsinin komşularının çocukları bitli :):):)
eyvah eyvah komşumun çocuğu bitlendi !!!

25 Kasım 2013 Pazartesi

biz kuğulu parktaydık :)

dün sevgilimle her zaman gittiğimiz cafede otururken sevgilimin arkadaşı gelmesiyle hiç planda yokken birden bire kendimizi beylikdüzündeki kuğulu parkta bulduk. anlattıkları gibi güzelmiş. bana daha yeni kısmet oldu buraya gitmek. (yalnız oraya kadar gittim ya nasıl resim çekilmeyi ve çekmeyi unuturum ben! )

maç izlenmesi için ayrı bir bölüm yapmışlar tavanları 4 büyük takımın renkleriyle boyalı tabi birde milli takımın renkleri ile. maç izlemek için sevgilimle birgün buraya geliceğimizinde sözünü kaptım bile heheyt :)
biz kış döneminde gittik. yazları daha kıpır kıpır ve canlı olur :) malumunuz anlıyacağınız üzere park içinde bulunan göletlerde kuğularda gezinmekte... düşünsenize yaz hava sımsıcacık , sevgilinizle yapılacak bir kahvaltı hımmmm... düşüncesi bile içimi ısıttı :) şimdi sabırsız ben yaza kadar nasıl sabredeceğim :)
buraya gitmek için araban olucak özellikle akşam gitmek istersen . bizde zaten o yüzden böyle yerlere pek gidemiyoruz. ya araba lazım yada arabalı arkadaş :)
fiyatları ise bir cafe & lokanta için makul fiyatlar çok uçuk değil. örneğin ben waffle yedim 10tl idi. ayyy birde güzeldi yine olsada yesem :) duydum sesinizi sen hala ye ye bide kilo vereceksin he diyorsunuz dimi... ama ne yapayım güzeldi yedim işte :):):)
eğer sizinde fırsatınız olursa
ne bileyim
baş başa yemek,
arkadaşlarla sohbet,
maç izlemek
için bir uğrayın derim :)
şu görüntüye bayıldım...
sevgilim birde yaz için söz alabilirmiyim :)
bu arada sohbet muhabbet şahaneydi eee ortamda farklı olunca ...

23 Kasım 2013 Cumartesi

annemin doğumgünüsü :)

 
ayın 20 sinde annemin doğum günüydü. farklı bir kutlama yapıyımdedim , bazı şeyler Hollanda tarzında olsun istedim.
işe ilk olarak annemin favori rengi olan mor pastadan başladım. yuvarlak bir pasta yaptım üstü için şeker hamurunu kırmızı ve maviyi karıştırarak mor rengine ulaştım. bu mor rengi şeker hamuruyla pastamızı kapladım. üstünü yıldız ve kalplerle doldurdum :)
ikinci iş olarakta hollanda usulü cheddar soslu patates kızartması yaptım. bunu servis etmek içinde kırtasiyeden aldığım mor renkteki kartonları külah şekli vererek servisimi yaptım.
üçüncü ise milföylü bir tatlı. milföyün içine çokokrem sürüyorsunuz ve üstüne marshmallowları küçük küçük kesip koyuyorsunuz. milföyleri kapatıp fırına verdiğinizde muhteşem bir lezzet sizleri bekliyor :)
bu milföylü tatlıyı , tatlımı tatlı olan yiğenimle beraber yaptık. taktık mutfak önlüklerimizi başladık tatlımızı yapmaya. nasıl hevesli bir görseniz oda yardım ediyormuş diye. ben bıçağı bırakıyorum bir dönüyorumki o almış , milföyü katlıyorum o götürüp tepsiye diziyor...
zevkli bir mutfak paylaşımı oldu tatlışımla :)
birde hollanda temasına uygun hollanda şekeri (drop) aldım. Türkiye'de maalesef sadece 1 çeşidi bulunuyor :( çok lezizdir :)
bunların hepsini annem görünce çok beğendi :)
eee tabi buda beni çok çok mutlu etti :):):)

azcık bir kaba koyup sevgilimin tatması için götürdüm. arkadaşlarınla birlikte oturuyorlardı. hepsi yemişler ve onlarda beğenmişler. ilk önce pateteslere gömülmüşler sonra bir güzel pastaya , yalnız milföyleri börek zannedip en sona bırakmışlar. hepsi ağızlarına atıp afiyetle yerken tatlı olduğunu görmüşler :) bana anlatışları çok komikti :)

biz olsak anlardık dimi ama :)

kelebek etkisi çekilişi :)

Kelebek Etkisi: ESSENCE İLE BİRİNCİ YIL ÇEKİLİŞİM TAM İKİ KİŞİYE HARİKA PAKETLER
http://kelebeketkisi39.blogspot.com/2013/10/essence-ile-birinci-yil-cekilisim-tam.html
çekilişe katılın derim :)
umarım kazanırım :)

22 Kasım 2013 Cuma

duygusal bir proje : joy session = neşe seansları

SARAH ERNHART bu ismi duydunuz mu ?
dün akşama kadar benimde böyle bir kadından haberim yoktu. dün gazeteleri okurken derinden etkilendiğim bir haberle karşılaştım. bu haberde abd'nin minneapolis kentinde yaşayan sarah ernhart adındaki kadının ölüm zamanı yaklaşan evcil hayvanların son anlarını ve sahiplerinin onlarla vedalaşmalarını fotoğrafladığı yazıyordu. çok içten , çok samimi bir proje. aklıma direk kurabiye'm (kaplumbağam) geldi. ne kadar duygusal anlar yaşıyolardır fotoğrafları çekilirken tahmin edebiliyorum. bende kurabiyemin fotoğraflarını çekmiştim doğal ortamına ( göle ) salarken. oradada çekmek istedim tam salarken ama dayanamazdım . bu yazıyı okuyunca keşke kurabiyemle yanyana son bir fotoğrafımız olsaydı diye düşündüm :(
alt taraftaki yazı bu konu ile ilgili internette bulduklarım. en alttada resimlerden örnekler...
ara ara hüzünlü de olsa keyifli okumalar :)

Evcil hayvan sahibi olan herkes, yıllarca evini ve hayatını paylaştığı bu kadim dostunu kaybedeceği günün korkusuyla yaşar. ölümcül bir hastalığa yakalanan veya çok yaşlandığı için ölüm zamanı yaklaşan evcil hayvanları ve onları son kez kucaklayan sahiplerini görüntüleyerek, bu duygusal karelere imza atıyor.Çekimlere başladığı 2010 yılından beri 100’ün üzerinde talep alan Ernhart’ın projesi o kadar popüler oldu ki, yakın zamanda bu çekimleri dünya çapında gerçekleştirecek başka fotoğrafçılarla bir işbirliği kurdu.

Fotoğrafçı, iş sırasında yaşadığı duygusal anları şöyle anlatıyor:
“Çekimler çok duygusal geçebiliyor. İnsanlar, hayatlarını paylaştıkları dostlarıyla vedalaşırken son derece hassas oluyor. Doğrusu bazı çekimlerde ben de oturup onlarla beraber ağladım. Aynı zamanda neşeli bir yanı da olabiliyor çünkü çekim sırasında birçok hayvan sahibi, onunla ilgili en sevdiği anıları hatırlayıp paylaşıyor. Bu da onların hayatlarını, dostluklarını objektiften daha güçlü yansıtabilmemi sağlıyor.” Neşe Seansları' anlamına gelen 'Joy Session' adını taşıyan çekimlerin isim öyküsü ise, Ernhart’ın 2009 yılına ait bir iş anısına dayanıyor. Arkadaşlarının hediye olarak bir fotoğraf çekimi ayarladığı hasta bir kadın olan Joan’ı çekmek üzere, kaldığı bakımevine giden Ernhart, dokunaklı bir hikayeyle karşılaşır. Hastalığının son evresinde bulunan Joan, bakım servisi kapsamında hergün, özel eğitimli bir köpeğin yardımından faydalanmaktadır. 'Joy' isimli bu siyah labrador, hayatının merkezine oturmuştur. O gün tanık olduklarını, “Kan şekeri ölçüm saatlerinden güvenliğine kadar her konuda inandığı Joy, Joan’in sırtını dayadığı en iyi dostu ve mutluluk kaynağı olmuştu. Karşımda üzerinde 'Joy' yazılı sweatshirt’üyle oturan kadın, ölmek üzereydi ama son derece mutluydu. Aralarındaki bağın derinliği beni çok etkiledi” diye anlatan fotoğrafçı, bugün yaptığı işin ilham kaynağının o gün olduğunu söylüyor.

“Bu çekimler gerçekten de besledikleri hayvanın, paylaştıkları zaman diliminde hayatlarına getirdiği ‘mutluluğu’, ‘neşeyi’ kutlamak isteyen insanlar için” diyor.


19 Kasım 2013 Salı

padişah ve haseki sultan :)

ben eskiye düşkün bir insanımdır.
severim yaa...
ama öyle antika meraklısı değilimdir. hatta antikayı pek sevmem , sonuçta onlar bir zamanlar başkalarına aitti soğuk gelir bana. tabii bunda  cnbc e de oynayan ghost whisperer'ında etkisi var. ne tırsıyordum valla o diziyi izlerken !
çatalcada her sene erguvan festivalleri yapılır.
bu senede çok eğlenceli geçti.
sevgilim yemek işinde olduğu için sadece 2 gün saat 22:00 da çıkabildi. diğer günler saat 01:00'e kadar çalıştı , doğal olarak bende festivallere kah arkadaşımla kah annemle çıktım. Bengü'nün çıktığı gün sevgilimle gitmek istiyordum. neyseki Allah bize acıdı işleri erken bitti . aşkım koşturarak yanıma geldi derken konser başladı. bizi bir görsen liseli gençler gibiyiz. hoplayıp , zıplıyoruz , bir ara etraftakiler unutup hızlı şarkılarda dans bile ettik :)
anlayacağınız çok eğlendim :)
konser bittikten sonra doğru yemek yemeye eee o kadar enerji sarf etmişiz. hakkımız tabii :)
köfte ekmek ooo misss ...
hazır beraberiz festival alanını gezelim dedik. direk gözüme çarpan birşey buldum tabii , eskiye düşkünüz ya :) padişah ve cariye kıyafetleri giyip fotoğraf çektiriyorsun. bir nevi '' giyçek '' bozması bir yer. sevgilim pek istekli olmasada beni kırmadı. başladık giyinmeye... aman ya ben bu süreçte bir sinir oldum ki sormayın. L beden bile dar geldi bana... o ha yani... kalıpları küçükmüş salakların...
sevgilimin yanında rezil ettiler beni :(
bende bir inat !
hayır illa o L beden mor kıyafetin içine olucam...
tabiiki olmadı...
olmadı ama yan poz verince resimde kıyafete sığamadığım görünmedi :)
çekim süreci çok zevkliydi , birbirinden eğlenceli pozlar verdik :)
benim elimde ud , tef vs...
sevgilimde kılıç , nargile vs...
öteki resimlerde gözüm kalmasına rağmen , içinden bir pozu beğenip aldık.
kim gördüyse bizim bu fotoğrafımızı çok güldüler :)
gülerek hatırlayacağımız bir hatıra oldu bizede...
kıyafetlerimiz bu kadar güzel olmasada  idare ederdi...
bir daha ki fotoğraf ''giyçek'' te çektirmek dileğiyle ...

16 Kasım 2013 Cumartesi

düşlerimiz , düşlediğimiz şey bir melek ikimiz için gönderilen...

küçükken annemi bir sözümle çok kırmışım !
ben köyde büyüdüm ve köylerde bilirsiniz 20 yaşından sonra evlenenler için evde kalmış diyorlardı o zamanlar. herkes 18 de evlenip 19'unda ilk çocuklarını kucaklarına alırlarmış. benim annem 26 yaşında evlenmiş 27 yaşında ben dünyaya gelmişim. anaokuluna başladığımda bir gün anneme ''anne sen diğer annelerden çok yaşlısın'' demişim. annem çok üzülmüş. canım annem benim ***
geçenlerde bu konu aklıma geldi ve anneme sordum ''o zamanlar ahmı ettin bana'' çünkü hemen hemen eğer sevgilimle istediklerimiz zamanında olursa (Allah izin verirse) bende annem yaşlarında evlenip çoluk çocuğa karışıcam.
genç anne olmak çok isterdim...
ama o fırsat elimden uçup gitti.
gençlikten kastım 21-24 yaş arası yoksa hala gencim canım :) alt tarafı 26 yaşındayım daha. bir doktor söylemişti ideal doğum yaşı 21-24 diye belkide ondan etkilenmişimdir. neyse geç olsun güç olmasın dimi .
inşallah o güzel duygu bana da nasip olur biranönce :)
sevgilimle hayalini kurunca bile bir hoş oluyor :)
bazen geceleri o sırtını dönüyor çocuğa bakmıyor uykusuz olduğu için , bazen beni uyandırmaya kıyamıyor o uyutmaya çalışıyor...
ikimiz açıyoruz bezini altını kirletiği zaman...
kimi zaman bebek bana çekiyor sadece uyku problemi var ama çok uysal...
kimi zamanda sevgilime çekiyor huysuz... huzursuz...
bebeğimizi ben götürüyorum müzelere , sergilere...
sevdiğim ise götürüyor maçlara fanatik galatasaraylı yetiştirecek ya...

bazen erkek oluyor bebek  , bazen kız...
ama çoğu zaman düşlediğimiz şey ikizimiz oluyor...
düşlerimiz , düşlediğimiz şey bir melek ikimiz için gönderilen...
hadi bakalım... herşeyin hayırlısı...

ilk defa bir çekilişe katıldım

bir çekilişe katıldım bakalım kazanabilecekmiyim :)
http://nur-ela-m.blogspot.com/

kızımla ben
yeni arkadaşım emelin blogu
tavsiye ederim sizde katılın şansınızı deneyin :)

15 Kasım 2013 Cuma

o eski halimden eser yok şimdi...

acilen zayıflamam gerek !!!
bunun düğünü var , kınası var , nişanı var , sözü var , istemesi var , tanışması var...
var oğlu var...
bunlarda tombul tombul olmak istemiyorum.
ya Allah'ım ne olur yardım et bana şu gırtlağımı tutayım artık !!!

şuna kesin eminimki rejime başladığımda kesinlikle pazartesi başlamayacağım. resmen uğursuz geliyor. sporada birden yüklenmemek lazım yoksa bıkıyorsun ve bir daha yapmıyorsun. pilatese yine başlıyım hem bu sefer saatleride güzel ayarlarım çünkü kış döneminde eczane 18:00 kapanıyor. hemen eve gidip bir çorba içsem veya bir salata yesem 18:30 da başlasam platese saat 20:30 da sporumda bitmiş olur. böylece eğer sevgilimle cafeye gideceksek hazırlanma zamanımda kalır :)

evet evet kesin yarın başlıyorum !
şans dileyin bana !
annemede söyleyim bari bir dua okusun. kabul olur inşallah !
geçen gün sevgilime lise 1 veya 2 tam hatırlayamıyorum resmimi gösterdim. uzun bir müddet resimden gözünü alamadı sonrada ''hayatım bu ne ya çok güzelsin , böyle bir güzelliği görsem kesinlikle unutmazdım , hemen asılırdım sana sen istemesende naz yapsanda bırakmazdım peşini'' diye söyledi. bu çok hoşuma gitti ama bir o kadarda üzüldüm. çünkü artık öyle görünmüyorum vücudum baya değişti o resimden şimdiki haline en az 15 kilo fark vardır ( bu fark 14 kilo vermiş halimle yani toplamda 30 kilo ). tabii ben ''neden öyle diyorsun deyince'' o da ''hayatım ama çok güzelsin orada gerçi senin kalbinin güzelliği yeter ben seni böyle sevdim ve sevicem sevgilim'' diye işi tatlıya bağladı ama yinede zayıflamak , eski haline dönmek için çıldıran bana biraz dokundu.
bir recep ivedik'e gönderişte bulunasım geldi.
''ben dış görüntüyede biraz önem veririm kadında, haa ruh güzelliğim iyi diyorsan onu bilemem , ama gelgelelim ruhlar alemindede yaşamıyoruz''
dimi efendim görüntümüz de süper olsun :)

şu kiloları sırf sevgilim öyle dedi diye değil , kendimi öyle görmek istediğim için çok istiyorum. kendime bu halimle hiç birşey yakıştıramıyorum illa bir yerimden löp löp yağ fışkırıyor :(
destekleriniz ve dualarınız benimle olsun...

14 Kasım 2013 Perşembe

aslancık yüzünden çookk ağladım...

bir küçücük aslancık varmış
bir küçücük aslancık varmış
çöllerde hop hop hoplar oynarmış
çöllerde hop hop hoplar oynarmış
babası onu çok severmiş
babası onu çok severmiş
sen benim ca ca canımsın dermiş
sen benim ca ca canımsın dermiş
aslan baba harpte vurulmuş
aslan baba harpte vurulmuş
küçükte çö çö çölden kovulmuş
küçükte çö çö çölden kovulmuş
hikayenin sonu pek hoşmuş
hikayenin sonu pek hoşmuş
söylemem sö sö söylemem hoşmuş
söylemem sö sö söylemem hoşmuş
annemin bana söylediği , küçücük yüreğimle dayanamayıp ağladığım , benim ağlamama kıyamayıp anneminde ağladığı çocuk şarkısı. aslında ağlamama rağmen çocukken sevdiğim annemden ısrarla istediğim bir şarkıydı bu.
ama böyle çocuk şarkısımı olur...
çocukları bunalıma sürükleyen bir şarkı bence.
başlangıcı güzel çöllerde hop hop oynayan bir yavru aslancık var ve babası onu çok seviyor. aslında burada bile bir acı var. çünkü aslancığımızın annesi yok !
sonra babası birden harbe gidiyor ve ölüyor. bu yetmezmiş gibi birde aslancığı çölden kovuyorlar.
ben şarkının bu bölümünde sesimle hıçkıra hıçkıra ağlardım...
sonu ise çok anlamsız
hikayenin sonu çok hoş ama söylenmiyor...
gelde meraktan çatlama şimdi sonu ne oldu acaba diye.
bunalım...
bu çocuk şarkısının çocuklara verdiği alt mesaj bu hayatta her şey olur ama hikayeler güzel biter mi acaba ?

13 Kasım 2013 Çarşamba

romeo & juliet öldü :(

bu sabah sevgilimden gelen telefona çok üzüldüm !
sevgilime bir kavgamızdan sonra sevimlilik babında aldığım balıklarımızdan son kalan romeo da öldü :(
juliet zaten sadece 2 hafta dayanabilmişti. romeo yu yaşatmak için neler yapmadıkki. balık vitaminleri , özel yıkamalar filan...
tam iki ay özel bakımdaydı buraya kadarmış...

sevgilim bana birgün bir hayalini anlatmıştı. büyük bir akvaryum içinde balıklar , onları seyrederken huzurlu olursun , sinir stres kalmaz demişti. bu benim aklımın bir köşesinde kaldı.
vee birgün elimde poşet içinde iki adet turuncu japon balıklarla ona sürpriz yaptım !
ikimize güzel bakmasını söyledim , sevgilimde Allah için elinden gelenin fazlasını yaptı balıklarımız için.
nasıl sevindi bu sürprize :)
hemen gitti onlara güzel bir fanus aldı.
içine fanatikliğinden dolayı sarı kırmızı taşlar buldu , bu taşlarla süsledi fanusu. balıklarımızıda galatasaylı yaptı anlıyacağınız :)
lokantaya her gelen müşterinin ilgisini çekti !
fanatik galatasaraylı olduğunu bilenler ''balıklarınıdamı cimbomlu yaptın'' dediler , çocuklar ''aaa balık ne güzel'' diye sevdiler. balıkların adlarını soranlar birazda olsa aşkımıza tanıklık ettiler :)

ne yazıkki bugün itibariyle romeo ve juliet imiz yok :(
bir saksıya gömdük onları...
sonlarıda adlarına benzedi maalesef :(
sizi sevdim romeo ve juliet
benim küçük , turuncu , adları güzel balıklarım...

11 Kasım 2013 Pazartesi

salon bize dar gelir :)

9 kasımda sevgilimin kardeşi gibi sevdiği arkadaşının (doğal olarak benimde arkadaşım) düğünü vardı. sevgilimle çift olarak ilk defa bir düğüne katıldık. biraz heyecanlıydık haliyle.
o güne gelince...
akşama kadar hala ne giyeceğime karar veremedim. akşam üstü makyajımı yaptım sonra kırık fönümü çektirdim ve eve geldim. evde ne giyeceğime son dakika karar verip hazırlandım. sevgilim geldi aldı beni. kapıyı açtığımda karşımda fiyakalı bir damat duruyordu o an !
damat o olmasada benim damadımda nasıl olsa :*
düğünde takı faslı bittikten sonra dans müziği çaldı. sevgilim biraz utansada tüm tanıdık gözlerin arasında dans etmeye kaldırdı beni:)
açılış dansını biz yaptık :)

yerimize oturduktan sonra ''hayatım ben artık oynamam'' diyen sevgilimi düğünün ilerleyen saatlerinde pistten alamadım. hatta bir ara pist dar geldi bulunduğumuz yerde ayağa kalkıp oynadık yok yok bayaa döktürdük :)
o kadar sevimliydi ki :)
o kadar sevimliydik ki :)
sevgilimin eğlenceli olması çok hoşuma gidiyor :):):)

güzel bir düğün oldu , güldük , coştuk , eğlendik , oynadık...
eee darısı bizim başımıza artık :)

9 Kasım 2013 Cumartesi

offff offfff ...

bugün 9 kasım !!!
biliyorum iddiaya girmiştim ama başaramadım :(
kilo pek fazla veremedim. ilk 13 gün süper geçti ama sonrası yorgunluk yılgınlık netice pek başarılı olamadım.
yarın bir daha başlamak istiyorum umarım bu sefer başarılı olurum !!!
bir adamakıllı başlasam 59 kiloya inene kadar hiç bozmıcam ama dayanamıyorum çikolataya ...
sevilmeyecek şey mi ama ?
çikolata yemezsem resmen krizlere giriyorum. o gün suratımdan düşen binparça. herkese saldıracak kadar sinirli oluyorum maalesef.
hani insanlar nasıl ki sigara bırakmak için bu kadar zorlanıyorsa bende sanırım bu çikolatayı bırakmak beni o kadar zorlayacak :(
tamamen bırakmasamda insan gibi yesem kafi...
ya gerçekten bende artık vücudumdan iğrenerek değilde severek dolaşmak istiyorum.
her giydiğim kıyafet yakışsın istiyorum. göbeğim yüzünden sevdiğim kıyafetleri giyememek iğrenç bir duygu :(

çikolata yerken çok mutluyum ama
sonunda kilolar gitmiyor ya offf offff...

bunlarada bakın :)

link